İNSANLIĞIN ORTAK PROJESİ: KUDÜS
Kudüs, 6 bin yıllık tarihin adıdır. Bu, Kudüs’ü dünya
üzerindeki en eski şehirlerden biri yapar. Kudüs, üç İbrahimi din için özel ve
kutsal şehirdir. M.Ö. 10.yüzyıldan bu yana Museviliğin en kutsal şehri ve ruhani
merkezidir. Aynı zamanda şehir Hıristiyanlık için tarihin başladığı ve biteceği
yerdir. Müslümanlar için de Mekke ve Medine’den sonra üçüncü kutsal mekânın
bulunduğu şehirdir. Yeryüzü nüfusunun nerdeyse tamamına yakınının ortak şehridir.
İnsanlığın dünyayı anlamlandırma sürecinde başvurduğu referans bir imgedir.
İnsanlığın ortak projesidir Kudüs.
Camiler, kiliseler ve sinagoglar adeta içiçe girmiş durumda.
Sabahın erken saatlerinde müezzinlerin sesine karışan çan gürültüleri ve ağlama
duvarı önünden yükselen yakarmalar dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek bir
manzara oluşturur. Müslümanlar, Museviler ve Hıristiyanlar bin metrekareyi
geçmeyen Eski Kent’teki kutsal mekânlar arasında gidip gelir.
Altı bin yıldır insanların oturduğu sanılan Eski Kent, her
kenarı yaklaşık
Kentin kutsal mekânları tarihsel içiçeliği yaşarken, yerleşim
bölgeleri kesin çizgilerle birbirinden ayrılıyor. Müslümanlar, Eski Kent’te
özellikle de Kubbetü’s-Sahra’nın, diğer adıyla Ömer Camii’nin kuzeyine düşen
mahallelerde yoğunlaşmış durumda. 7. yüzyılın sonlarında yapılan
Kubbetü’s-Sahra’nın ve Mescid-i Aksa’nın bulunduğu yere Harem-i Şerif deniyor.
Ağlama Duvarı ise Harem-i Şerif‘i çevreleyen duvarın bir parçası. Uzunluğu 50,
yüksekliği
Kudüs’ün paylaşılamamasının temelinde, yerleşim bölgelerinin
yani Müslüman, Hıristiyan ve Musevi mahalleleri ile kutsal mekânların
birbirlerinden net çizgilerle ayrılamıyor olmasında yatıyor. Bu kutsal köşenin
denetimini ele geçirmek için mücadele hem yeraltında hem de üstünde hala sürüyor.
İsrailliler, tapınağın kalıntılarına ulaşmak için Harem-i Şerif’in altında
tüneller kazmakta ısrar ediyor. Böylece anlaşmazlık hem yatay eksende hem de
dikey eksende çok katmanlı bir boyut kazanıyor. Ayrıca bir dinin kutsal
mekânları, diğer iki din için de kutsal sayılıyor. Mescid-i Aksa Camii,
Müslümanlar için olduğu kadar Museviler için de kutsal bir mekânda bulunuyor.
Hıristiyanlar için kutsal olan Kutsal Büyük Kabir Kilisesi, iki camiinin
ortasında yer alıyor. Ağlama Duvarı, Hz. Peygamber’in Mirac gecesinde Burak adlı
atını bıraktığı yer olarak biliniyor.
Tapınak Dağı ile Kuzey Duvarı Yahudiler için, Kutsal Kabir
Kilisesi Hıristiyanlar için ve Mescid-i Aksa ile Kubbetüs Sahra da Müslümanlar
için kutsal merkezler. Bugün şehirdeki dört mahalleli bölünme (Müslüman,
Hıristiyan, Ermeni ve Yahudi mahalleleri) temelde bu kutsal mekânların etrafında
örgütleniyor. Ağlama Duvarı’nın Mescid-i Aksa’nın batı duvarında olması ve
Kamame Kilisesi’ne giden Hıristiyan Haç Rotası (Via Dolorosa)’nın yine Mescid-i
Aksa’nın kuzey sınırından geçmesi, mahallelerin neden içiçe olduklarını ve
paylaşım meselesinin Mescid-i Aksa’yı üzerinde taşıyan Harem-i Şerif (Mabed
Tepesi)’te kilitlendiğini daha iyi anlatıyor. Bu nedenle Yahudiler Harem-i
Şerif’ten bahsederken Kudüs’ün Kalbinin Kalbi anlamına gelen “Lev libo sel
Yeruşalim” diyorlar.
Kudüs’te önemli sayıda Hıristiyan topluluk da yaşıyor. Hz.
İsa’nın, Romalılar tarafından, sırtında tahta haç, Via Dolorosa (Hıristiyan Haç
Rotası) boyunca yürütüldükten sonra çarmıha gerildiği yerde bulunan Kutsal Mezar
Kilisesi, Romalı askerlerin İsa peygamberin başına dikenli zeytin dalı
yerleştirdikleri Ceza Kilisesi, Hz. Meryem’in anne ve babasının oturduğu evin
yerine yapılan St. Anna Kilisesi, Rus ve Yunan Ortodoksların kilisesi, Etiyopya
Katoliklerinin kutsal mekânı, şehirdeki Hıristiyan topluluğunun farklı
mezheplerini temsil ediyor.
Kudüs, ilk yerleşimden itibaren Salem, Yerushalayim,
Yerusalim, Hierusalem, Ursalem, Yebus, Sion, Ir-Davud, Ilya, Medinetü
Beyti’l-Mukaddes, Beytü’l-Makdis, Daru’s-Salem, el-Kuds vb. isimlerini aldı.
Kudüs’ün almış olduğu bu isimlerin büyük çoğunluğunda ortak anlam ekseni “barış”
ve “kutsal” ‘ kelimelerine dayanmaktadır. Ancak Kudüs, tarih boyunca
kutsallık vasfını korumuşsa da barışı (İslam hâkimiyeti ve özellikle Osmanlı
Dönemi hariç) hiçbir zaman sağlayamamıştır. O gözyaşı ve zulmün şehri
olmuştur.